AYŞEGÜL ŞİMŞEK

Ayşegül'ü tanıyoruz. Ayşegül bizim kardeşimiz, ablamız, arkadaşımız, komşumuz.. Ayşegül bizim içimizden hepimizin içinden bir parça. 
19 yıl boyunca hem çocukları babasız kalmasın diye, hem toplum baskısından usanmışlığından belki de hala sevdiğinden kocasından ayrılmamış, defalarca şiddet gördüğü halde sineye çekmiş bir kadın. 
İlk çocuğunu doğurduktan sadece 40 gün sonra demir sopayla dövülerek sokağa atılan Ayşegül 6 sene boyunca çocuğunu tek başına büyütmüş, ancak toplum baskısına daha fazla dayanamayarak kendisiyle barışmak isteyen kocasının değiştiğine inanarak, belkide inanmak isteyerek, çocuğum babasız kalmasın demiş ve barışmayı kabul etmiştir.
Burada özellikle toplum baskısı ve çocuğum babasız kalmasın cümlelerine dikkat çekmek istiyorum.
Toplumun geldiği son durumda kocasından boşanmış bir kadını ''ahlaksız'' olarak damgalayıp, ona kendi ayakları üzerinde durma şansı vermeyi bırakın, tek başına yaşamasına bile izin verilmiyor. Toplumun geldiği son nokta anlayışsız, saçma sapan ahlak tabularının içinde yok olmuş bir insanlık. 
Ve elbette kadınlara küçük yaşlarından beri öğretilen aman çocuğun babasız sen kocasız kalma inanışı. Çocuğu babasız kalmasın diye onlarca, yüzlerce ve hatta binlerce kadın şiddete maruz kaldığı halde susuyor, çocuğunu bu şekilde koruduğunu düşünüyor. Kendisine inancı olmayan kadın, ne yapsa kocamdır diyerek maddi manevi şiddeti sineye çekiyor.
Ancak Ayşegül'ün çilesi sadece şiddetle sınırlı kalmıyordu. Senelerce üvey kayınvalidesi ve kocasından gördüğü maddi manevi şiddetin üzerine birde eve bir kadın daha gelmiş, bu senin kuman artık beraber yaşayacaksınız denmiştir.
Belki bizlerin beş dakika bile katlanamayacağı bu duruma Ayşegül iki sene boyunca yine çocukları için katlanmıştır. Kolay değildir çünkü bu ülkede üç çocuklu yalnız bir kadın olmak Ayşegül daha önce sadece bir çocuğu varken bunu denemiş başarılı olamamıştır. Belki de biraz bu yüzden tekrar denemeye korkmuştur. 
Öldürülmeden birkaç ay önceyse tekrar cesaretini toplamıştır Ayşegül. Belki de artık maddi, manevi şiddet canına tak etmiş, çocuklarıyla o hayallerindeki mutlu huzurlu dünyayı kurmaya karar vermiştir.
Belki de o an karar vermişti katili onu öldürmeye.
Önceden planlandığı açıkça belli olan bir cinayet işlendi. Ayşegül 3 çocuğunun gözleri önünde vurularak öldürüldü. 
Ayşegül çok acılar yaşamıştı bu dünyada ancak ölüm bile yetmedi katiline. Ölüm bile yetmedi zihniyetlerine.
Geçtiğimiz günlerde Ayşegül'ün davası sonuçlandı. Katil koca önce şakalaşırken olduğunu söyledi, sonra tüfeğin dolu olduğunu bilmediğini ve sonra da Ayşegül'ün onu aldattığını.
Savcı ve hakim ve sanık avukatı hepsi gerçeği görüyor olmalarına rağmen Ayşegül tüfekteki tüm fişeklerle vurulmadığı için, kocası onu vurduktan sonra hastaneye götürüp ortadan kaybolduğu için ve asılsız aldatma iddialarını dillerine dolayarak katile ağır tahrik ve iyi hal indirimi verdiler.
Ayşegül Şimşek bizdik, ablamızdı, kardeşimizdi, komşumuzdu..
Bu haksızlık hepimize, bize ve tüm sevdiğimiz insanlara yapıldı.
Aldatmanın cezası ölüm müydü? Defalarca aldatılmış, senelerce şiddete maruz kalmış, başka bir kadınla yani bir kumayla senelerce aynı evde yaşamaya zorlanmış Ayşegül'ün cezası hangi zihniyette ölümdü.
Susmuyoruz, korkmuyoruz, Ayşegül için mücadele edeceğiz. Ayşegül'ün ailesini yalnız bırakmayacağız.
Biz kendimize, kardeşimize, ablamıza, komşumuza sahip çıkıyoruz. Ayşegül!e sahip çıkıyoruz.
Ayşegül benim, Ayşegül arkadaşım, kardeşim.
Kampanyayı imzalayarak Ayşegül Şimşek'e destek olalım;
https://www.change.org/p/t%C3%BCrkiye-cumhuriyeti-adalet-bakanli%C4%9Fi-ay%C5%9Feg%C3%BCl-%C5%9Fim%C5%9Fek-i%C3%A7in-adalet

Yorumlar