MUTLULUK DİSPOZİTİFİZMİ ÜZERİNE...



Okuduğum bir kitapta "Neoliberal mutluluk dispozitifi bizi ruhsal iç-gözleme zorlayarak mevcut iktidar ilişkileriyle ilgilenmekten alıkoyar." diyordu. Biraz düşününce bugün yaşadığımız pek çok şeyin bu anlayışın etkisinde olduğunu anlayabiliyoruz.

Peki nasıl? Özellikle sosyal medya platformlarında, "bugün olmuyorsa yarın", "çok çalışın mutlaka kazanacaksınız", "mutluluk içinizde" gibi söylemlerle kendilerini gösteren yaşam koçlarını hangimiz görmedik ki? İşte bu tam da mutsuzluğunuzun sebebini 'içinizde' aramanız gerektiğini söyleyen yaşam koçları sizi mevcut iktidar ilişkilerine bakmaktan uzak tutuyor..

Nasıl işliyor bu süreç? Bugün işinizdeki mutsuzluğunuzu, 3 kuruş için saatlerce çalışmak zorunda oluşunuzu, haklarınızı alamayışınızı olumlayan bir süreç olarak karşımıza çıkan bu mutluluk dispozitifizmi bizi gerçekleri görmekten uzaklaştırıyor. "Daha iyisi olacağı için bu kötü şeyler başıma geliyor" diyerek yaşanan haksızlık ve hukuksuzlukların nedenini sorgulamaktan uzaklaşıyoruz.

Son günlerde popüler olan Polat Ailesi olayında da bunu açıkça görebiliriz. Milyonlarca liralık bir kara para aklama çetesinin mensubu Dilan Polat bir videosunda "biz çalıştık kazandık, siz kazanamıyorsanız problem sizde" diyor, insanları onu kıskanmakla suçluyordu. Yaptıkları hukuksuzluklarla kazandıkları milyonlarca liranın hesabının sorulmayacağından emin takipçilerine hakaretler ve tükürükler saçıyordu. İşte mutluluk dispozitifizmi dediğimiz şey tam da burada devreye giriyor, paranın nereden geldiğini sorgulamadan kendiniz bu şekilde zenginleşemediğiniz için bireysel bir suçluluk içerisine hapsoluyorsunuz.

Bu kavram üzerinde biraz ayrıntılı düşündüğünüzde ülke yönetimini bile etkileyebileceğini görebiliriz. Yaşadığı olumsuzlukları kendisinin kusuru olarak gören toplum, iktidarın politikalarını sorgulamaktan uzaklaşır. Yanlışları da görmez ve görmek istemez çünkü o da aynı Dilan Polat gibi düşünüyordur, 'ben başaramadım, yapan nasıl yapıyor demek ki sorun bende'.

Kıyısından da olsa gündemi takip edenler sorunun kendisinde olmadığının farkında ancak gündemi takip etmeyen milyonlar için bu geçerli değil. Açlığın, yoksulluğun ve sefaletin sebebi olarak kendi başarısızlığını gören milyonlarca yurttaş psikolojik çöküntü içerisinde, kimileri ise bir çıkış yolu bulamayarak bu dünyadan göç etmeyi tercih ediyor.

Basit bir kavram olarak gözükse de 'mutluluk dispozitifizmi' günümüzde başarısız iktidarların meşruiyet zemini sağlamalarının sebeplerinden birisi. Bununla baş etmenin en kolay yolu ise toplumsal muhalefeti güçlendirmek.

Yorumlar