TEK SORUN EMEKLİ MAAŞLARI MI?


Herkesin dilinde bu aralar emekli, yaşlı ve ülkemiz şartlarında giderek yoksullaşan kesim var. Bunun temel nedeni de üzülerek belirtmeliyim ki yaklaşan yerel seçimler. Uzun zamandır emeklilik ve yaşlılık süreçleriyle ilgili araştırmalar yapan bir sosyolog olarak belirtmek isterim ki bu büyük toplumsal grubun tek problemi aldıkları düşük aylıklar değil. Özellikle pandemi sürecinde başlayan büyük 'yaş ayrımcılığı' probleminin yanında birçok sorunu da içinde barındırıyor.

Konuyla ilgili Eskişehir Sosyoloji Günleri'nde sunum yaparken yaşlılık ve emeklilik süreçlerinin hepimizi etkileyeceğini salondaki neredeyse hepsi benden genç arkadaşlarıma anlatmaya çalışmıştım. Her birimiz yarının yaşlılarıyız. Günün sonunda hepimizin bir gün emekli olacağını da unutmamak gerekir. Bu nedenle bu konuyla ilgilenmek gittikçe 'yaşlılaşan' nüfusu ile ülkemizin geleceği ile ilgilenmek anlamına da geliyor. 

Elbette en temel problem maddi. Emekli maaşlarının insanca yaşam için yeterli olmayışı bugün birçok kişinin hayatını olumsuz etkiliyor. Ancak bu olumsuz ekonomi koşullarının emeklileri psikolojik olarak da çok yorduğunu unutmamak gerekir. Şöyle bir bakacak olursak, üretimde yer alamadığı için kendisini ailesine yük olarak gören bir insan devlete de nasıl yük olduğu anlatılınca çok da iyi hissetmeyecektir. Bir iyileştirme muhakkak olmalı, insanca yaşam hakkı göz önünde bulundurulmalıdır.

Tabi 'emekli maaşı' almaya hak etmiş yaşlılarla ilgileniyoruz bu aralar oysa sosyal güvenceden yoksul, eşinden kalan maaşla geçinen hatta belki de ona bile sahip olmayan bir kesim var. Bu grupta genellikle kadınların olduğunu düşünürsek, kadın yaşlılığının çok daha zor şartlarda geçtiğini söyleyebiliriz. Genellikle çocuklarının yanında kalman bu yaşlı kadınlar ekonomik şartların zorlaşmasıyla birlikte onlar için bile bakımı külfet olarak görülen bir durumun içinde kaldılar. Kimse onlardan bahsetmiyor, zira hem hükümetlerin hem de yerel yönetimlerin yardımına ihtiyaçları var.

Yeterli olur mu? Şimdi birileri 'sırası mıydı?' diyecek ama bence bunları konuşmanın tam sırası zira yaşlı yoksulluğunun yanında yaşlı depresyonu da çok büyük bir problem. Herkes bol keseden vaatlerde bulunurken hazır, sağlıklı yaşlanma için gerekli adımları atmak konusunu da hatırlatmakta fayda var hem...

Nedir bu sağlıklı yaşlanma? Başta şunu söylemek gerek tıbbi olarak da önemli bir konu olmasının yanında sosyolojik açıdan bir yaklaşımda bulunacağım. Toplumsal açıdan sağlıklı yaşlanma dediğimiz kişinin kendisini yaşlılığa hazırlamasıyla başlar. Elbette bu 'yaşlanıyorum' demekle olacak bir süreç değil yaşlılığa hazırlanmak uzun ve ayrıntılandırılması gereken bir süreç. Hele ki bizim gibi gençliğini bile yaşayamamış milyonlarca yaşlı adayı barındıran bir ülke için.

Öncelikle belediyeler burada çok önemli, kişi emekli olduğu zaman 'işe yaramaz' hissettiği bir bunalım içine girebilir, Doğru ya senelerce çalışmış ve emekli olmuş bir kişi ne yapar? İşte burada yakın zamanda seçimleri olacak olan belediyeler devreye giriyor. Belediyeler maddi olarak yardımda bulundukları emekli ve yaşlı topluluğuna psikolojik ve sosyolojik olarak da mutlaka destek vermeli. Bu mümkün, sosyal tesisler ile daha da mümkün olabilir. Yaş almış yurttaşların kendilerini ve sorunlarını rahatça ifade edebildikleri, yaşıtları ile iletişim kurabildikleri ve kendilerini 'atıl' hissetmeyecekleri bir sosyal tesisi hak ediyor. Öyle ya, hiç kolay değil genç torunuyla iletişim kurması artık bir dedenin... Ama bir kere yaşıyor herkes ve yaşamının son demlerinde mutlu olmak istiyor ömrü boyunca vergisini vermiş, sigortasını yatırmış, iş gücüne katılarak ülke ekonomisine fayda sağlamış olanlar.

Tabi bahsettiğimiz kentlerde yaşayan yaşlılarla ilgili bir durum. Ancak kırsal bölgelerde, çiftçiliğin nesilden nesle aktarımının neredeyse bittiği bu dönemde, gençlerin kentlere göç etmesiyle birlikte kendi geçimini sağlamaya çalışan da büyük bir nüfus var. Yetişkin çocuklarından uzakta olan yaşlı bireyler hem bakım konusunda hem de ekonomik olarak zorluklar yaşamaktadırlar. Kırsal bölgelerde yaşayan yaşlı bireylerin hızla gelişen kent hizmetlerinin rahatlığından ve nitelikli sağlık hizmetlerinden de uzakta kalmaktadır.

Dediğim gibi gittikçe yaşlanıyoruz, kentlerimiz ve kırsal bölgelerimizde yaşlılıkla ilgili karar mercilerinin nitelikli adımlar atması gerekiyor. Yapılabilecek onlarca şey var elbette ancak bu sosyologların, sosyal hizmet uzmanlarının ve psikologların etkin bir şekilde rol almasıyla mümkün. Emeklileri düşünüyoruz, maaşlarına zam yapılmalı diyoruz değerli karar mercileri sosyal bir refah devleti olmak istiyorsak daha yapılacak çok işimiz olduğunu nedense unutuyoruz...

Yorumlar